KATEGORİLER
Sepetiniz

DİL, KÜLTÜR VE FARKINDALIK ÜZERİNE DÜŞÜNCELER

E-Kitap
DİL, KÜLTÜR VE FARKINDALIK ÜZERİNE DÜŞÜNCELER
  • Stok Durumu: Stokta var
  • Yazar(lar): Aykut Haldan
  • Ürün Kodu:: 481769325
Satış Sayısı: 0
Görüntülenme Sayısı: 1440
0,00TL
Vergiler Hariç: 0,00TL

GOOGLE PLAY - SATIN ALMAK İÇİN TIKLAYIN

TRENDYOL - SATIN ALMAK İÇİN TIKLAYIN

KİTANTİK - SATIN ALMAK İÇİN TIKLAYIN

AMAZON - SATIN ALMAK İÇİN TIKLAYIN

ISBN : 978-625-7047-51-7

E-ISBN : 978-625-7047-54-8

Baskı Sayısı: 1

Sayfa Sayısı: 99

Yayın Tarihi: Ocak 2021

Dili: Türkçe

Kitap Hakkında:


Dil bir iletişim aracıdır ve gerçek iletişimin olabilmesi için de bir bağlamın olması gerekmektedir. Bu bağlamın herhangi bir şekilde kültürel öğe içermesi kaçınılmazdır. Her birey bir toplum içinde yaşar ve o toplumun dilini öğrenirken, o dile özgü kültürel unsurları da öğrenir. Görüldüğü üzere dil ve kültür bir toplumu oluşturan ve birbirinden ayrılmayan iki önemli öğedir. Bir dili öğrenmeye karar verince aslında bir kültürü de öğrenmeye hazır olmamız gerekmektedir. Çünkü öğreneceğimiz yabancı bir dili kültürel unsurlarıyla ele almazsak, o dile ait tüm dil bilgisel yapıları öğrensek bile kültürel eksikliğimizden dolayı hiçbir zaman o dil konuşucusuyla tam anlamıyla iletişim kuramayız. Bu bağlamda hem dil farkındalığımızın, hem de kültürel farkındalığımızın oluşması gerekmektedir.

Bu kitapta yer alan yazılar, bir yandan dil, kültür ilişkisini farklı açılardan irdelerken, diğer yandan dil farkındalığı ve kültürel farkındalığın gerek çeviri eğitiminde, gerekse yabancı dil eğitiminde ne kadar önemli olduğunu bir kez daha göz önüne sermektedir.

Kitabın içinde birinci sırada yer alan Otto Holzapfel ve Ali Osman Öztürk’ün “Yabancı Dil Öğretiminde Farkındalık Yaratma” adlı çalışmalarında (ikinci) yabancı dil Almanca öğrenme konseptinden söz edilirken, hazırlık sınıflarının Çanakkale/Türkiye’de olduğu gibi iyi olduğu varsayımından hareket edilmektedir. Yazarların Çanakkale’deki derslerde deneyimledikleri gibi, öğrencilerin Almanca bilgileri, izleyen yarıyıllarda unutulmaya yüz tutmaktadır. Bu tehlikenin izleyen üç aşamada, özellikle yabancı dilde aktif konuşmaya önem verilmesiyle önüne geçilebileceği düşünülmektedir. Bu anlamda yazarlar, öğrencilere gittikçe iki dilin özellikleri hakkında farkındalık kazandırılabileceğini düşünüyorlar ve bunun da dikkatli atılmış adımlar ve aşamalarla gerçekleşebileceğini savunmaktadırlar.

Kitabımızın diğer bir bölümü Oğuzhan Çetiner ve Aykut Haldan’ın imzalarıyla “Farkındalık ve Dil – Renkler” adlı çalışmadır. Kültür toplumdaki insanların kuşaktan kuşağa aktardığı maddi, manevi, dil, inanç, yaşayış, gelenek, görenek gibi kavramların bir bütünüdür. Kültürler her yönüyle birbirlerinden farklılık gösterirler. Kültürden kültüre değişiklik gösteren ögelerden birisi de renk kavramıdır. Renkler bütün kültürlerde insanlar için belirli anlamlar taşırlar ve insanların üzerinde psikolojik etkileri vardır. Aynı renklerin farklı kültürlerde farklı anlamları ve farklı etkileri bulunmaktadır. Renklerin farklı şekillerde anlamlandırılmaları iklimsel, coğrafi, dinsel veya tarihsel süreçlere ve sosyokültürel çeşitliliklere dayandırılabilirler. Bir rengin kültüre özgü anlamı somut durumlara göre algılayan kişilerde de değişiklik göstermektedir. Dolayısıyla renklerin anlamları sadece kültüre değil aynı zamanda bağlama da bağlı olabilmektedir. . Çalışmada Türkçe ve Almanca renkler kültürel farklılıklar göz önünde bulundurularak incelenmiştir. Öncelikle renkleri içeren deyimlerin ele alınmış, daha sonra renklerin tonlarına göre farklılıklarının iki kültür arasındaki yorumlarına odaklanılmıştır.

Kitabımızda yer alan diğer bir çalışma da Yasemin Halıcı ve Aykut Haldan’ın “Kalıplaşmış İfadelerin Çeviri Derslerinde Öğretimi Üzerine Düşünceler” adlı çalışmalarıdır. Çalışmada her kültüre ait deyim ve atasözlerin diğer dillerdeki türdeşleriyle anlamsal olarak aynı olsa dahi birbirinden farklı söyleyiş şekline sahip oldukları belirtilmektedir. Yazarlara göre anlamsal ve biçimsel farklılık ve benzerlikler çevirinin başarısını doğrudan etkilediğinden kalıplaşmış ifadelerin çevirisi yapılırken bu benzerlik ve farklılıklar göz önünde bulundurulmalı ve bunun eğitimi yabancı dil bölümlerinin çeviri derslerinde verilmelidir. Bu çalışmada deyim ve atasözlerinin hedef dile nasıl çevrilmesi gerektiği, çeviri süreci ve çeviri yöntemlerinin öğrencilere öğretimi irdelenmiş, çeviride dikkat edilmesi gereken hususlar ele alınmış ve örneklerle açıklanmıştır.

Kitabımızda yer alan başlıklardan bir diğeri de Ali Osman Öztürk’ün “1928 Tarihli Halk Dershânelerine Mahsus Türk Alfabesi Kitapçığı İçin Seçilen Dil Ürünlerinin Yarattığı Farkındalık” adlı çalışmasıdır. Çalışmada yazar tarafından 1928 tarihli “Halk Dershânelerine Mahsus Türk Alfabesi” kitapçığı ve bunun içinde okuma yazma öğretimine ders malzemesi olmak üzere seçilmiş olan halk edebiyatı ürünleri incelenmiş ve bu ürünlerin metin dışı işlevleri yardımıyla okura verilen ahlaki davranış örnekleri bulgulanmıştır. 43 adet atasözü, öncelikle içerdikleri ileti bakımından tasnif edilmiş, ardından bulgular, Excel programı yardımıyla grafikle görselleştirilerek, bu tasniften çıkan ileti grupları yoğunluğa göre değerlendirilmiştir. Buna göre “benimsenmesi gereken olumlu özellikler”, “kaçınılması gereken özellikler” ve “değer kavramları” olmak üzere üç grup tespit edilmiştir. Sonuç olarak Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş döneminde okuma yazma öğretilirken, ayrıca beceri, tutumluluk, fikir, cesaret, doğruluk, çalışkanlık, kanaatkârlık, tecrübe vs. gibi olumlu ve ahlaki karakter özellikleri vurgulanırken, alınganlık, nankörlük, menfaatçilik gibi olumsuz özelliklerden kaçınılması gerektiğinin öğütlendiği görülmüştür.

Kitabımızın diğer bir bölümü ise Tahir Balcı’nın “Farkındalık Açısından Almanya'daki Türk Pazarcıların Dili” adlı çalışmasıdır. Balcı çalışmasında “kültür ve dil” konularını ele aldıktan sonra “göç ve kültür transferi, farkındalık unsuru olarak pazar dili” temalarını irdelemiştir. Çalışmasını farklı örneklerle somutlaştıran yazar sonuç bölümünde “Alman vatandaşı Türk pazarcıların dili tarz olarak Türkiye’deki pazar dilinin aynısıdır, ancak Türkiye’deki pazar dilinden ayrılan en tipik özelliği dil kaydırma ve karma dil unsurlarının çokluğudur. Genellikle bu dilsel tutumun Almancayı bilmemekle ilgisi yoktur. Kod kaydırma, dayanışma kültürünü güçlendirmesi bakımından iletişime olumlu katkı sağlayan dilsel bir edimdir. Kod kaydırmalar, çokdilli insanların farkındalığa dayalı bir iletişim stratejisi olduğu için aktarım yanlışı sayılamaz.” şeklinde ifade etmektedir.

Kitabımızın son bölümünde Aliyar Çınar ve Aykut Haldan’ın imzalarıyla “Kültürel Ve Tarihsel Gelişim Işığında Türkçe Ve Almanca Atasözlerinin Karşılaştırılması” adlı yazı yer almaktadır. Bu bölümde Türkçe ve Almanca atasözleri arasındaki benzerlikler Türk ve Alman toplumunun tarihsel ve kültürel ilişkileri göz önünde bulundurularak incelenmiştir. Çalışma için veriler nitel araştırma yöntemi ile çeşitli kaynaklardan elde edilmiştir. Çalışmanın amacı kültürlerarası etkileşimin dil üzerindeki izdüşümlerini atasözleri üzerinden saptamaktır. Bu amaç doğrultusunda Türkçe ve Almanca atasözleri arasında yapılan karşılaştırmalarda benzer anlam ya da sözcük taşıyan atasözleri çalışmanın kısıtlılığını belirlemiştir. Çalışmada kültür, kültürel ögeler, dil ve kültür ilişkisi gibi kavramlar işlendikten sonra, çalışma için belirlenen Almanca atasözlerinin anlamları açıklanmış, çevirileri yapılmış ve elde edilen bulgular doğrultusunda Türkçe karşılıkları saptanmıştır.

Çalışmamızdaki bütün bu yazılar dikkate alındığında dil, kültür ve eğitim alanlarında çalışmalar yapan yazarların metinlerarası çalışmalar yapmasının hem kendi alanları hem de diğer alanların işlenmesi ve gelişimi açısından önemli olduğu anlaşılmaktadır. Sadece bir alana ya da alanın içindeki belli konulara yoğunlaşan bir çalışma disiplininin kısa vadede kendi varlığı ile ilgili problemlerle karşı karşıya kalacağı açıktır. Kitapta ele alınan çalışmalar farkındalık çatısı altında birleştirilmiştir. Çünkü farkındalık öğrenilebilen bir beceridir. Farkındalık etrafımızdaki olanlara ve günlük olaylara, geçmişte edindiğimiz deneyimlerimiz, düşünce ve inançlarımızın yaşantımızı bulanıklaştırmadan bakabilme yetisidir. Farkındalık bilinci arttırır ve bilinçle de algı artar. Farkındalık arttıkça anlayış artacak ve hayattaki sıradan gibi görülen aslında hiç de sıradan olmayan olaylar daha iyi algılanacaktır.

 

Dr. Öğr. Üyesi Aykut HALDAN

Editör

Yorumlar

Yorum Yapınız

Yayınevinin Diğer Kitapları

BETWEEN FRIENDS BETWEEN FRIENDS
Yeni Çıktı
GOOGLE PLAY -SATIN ALMAK İÇİNTIKLAYIN ISBN 9978-625-6326-22-4Baskı Sayısı: 1Sayfa Sayısı: 83Yayın Tarihi: Mart 2024Dili: İ..
0,00TL
Vergiler Hariç:0,00TL
AN ALTRUIST OUIDA AN ALTRUIST OUIDA
Yeni Çıktı
GOOGLE PLAY -SATIN ALMAK İÇİNTIKLAYIN ISBN 978-625-6326-23-1Baskı Sayısı: 1Sayfa Sayısı: 125Yayın Tarihi: Mart 2024Dili: İ..
0,00TL
Vergiler Hariç:0,00TL
LOVE AND HATRED LOVE AND HATRED
Yeni Çıktı
GOOGLE PLAY -SATIN ALMAK İÇİNTIKLAYIN ISBN 978-625-6326-24-8Baskı Sayısı: 1Sayfa Sayısı: 404Yayın Tarihi: Mart 2024Dili: İ..
0,00TL
Vergiler Hariç:0,00TL
WHY CRIME DOES NOT PAY WHY CRIME DOES NOT PAY
Yeni Çıktı
GOOGLE PLAY -SATIN ALMAK İÇİNTIKLAYIN ISBN 978-625-6326-15-6Baskı Sayısı: 1Sayfa Sayısı: 265Yayın Tarihi: Mart 2024Dili: İ..
0,00TL
Vergiler Hariç:0,00TL
To-morrow? To-morrow?
Yeni Çıktı
GOOGLE PLAY -SATIN ALMAK İÇİNTIKLAYIN ISBN 978-625-6326-21-7Baskı Sayısı: 1Sayfa Sayısı: 202Yayın Tarihi: Mart 2024Dili: İ..
0,00TL
Vergiler Hariç:0,00TL