GOOGLE PLAY - SATIN ALMAK İÇİN TIKLAYIN
ISBN 978-625-7047-81-4
Baskı
Sayısı: 1
Sayfa
Sayısı: 384
Yayın
Tarihi: Haziran 2022
Dili: Türkçe - İngilizce
Kitap
Hakkında:
Çevrenin fiziksel ve biyolojik unsurları üzerinde ciddi riskler taşıyan iklim değişikliği, günümüz dünyasının en önemli çevre sorunlarından bir tanesi olarak kabul edilmektedir. İklim değişikliğinin ana sebeplerinden bir tanesi yeryüzü ortalama sıcaklığının artmasıdır. Özellikle Sanayi Devrimi sonrası yaşanan çarpık kentleşme, hızlı sanayileşme ve kontrolsüz nüfus artışı sonrası insan-çevre ilişkisinde yaşanan dönüşüm nedeniyle sera gazlarının atmosfere salınımı artarak yeryüzü ortalama sıcaklığı yükselmeye başlamıştır. Küresel ısınma adı verilen bu sorunun en önemli nedenini ise fosil enerji yakıtların aşırı kullanımı oluşturmaktadır. Dünya enerji ihtiyacının yaklaşık olarak %80’lik kısmını kömür, petrol ve doğal gazdan, yani fosil yakıtlardan karşılamaktadır. Fosil enerji kaynakları yapılarında karbon ve hidrojen elementlerini barındırmaktadır. Bu nedenle, fosil yakıtların sanayi, konut ve ulaşım alanlarında yaygın bir şekilde kullanılması, karbondioksit, metan, azot dioksit ve karbon monoksit gibi farklı sera gazlarının atmosfere salınımını arttırmakta ve bu durum küresel ısınmayı tetiklemektedir. İklim değişikliğine neden olan küresel ısınmanın etkilerinin azaltılabilmesi için, öncelikle fosil enerji yakıtlarına alternatif enerji kaynaklarının kullanılması gerekmektedir. Sera gazlarının salınımını azaltabilecek enerji kaynaklarından en önemlisi yenilenebilir enerji kaynaklarıdır. Güneş, rüzgâr ve dalga gibi yenilenebilir kaynaklardan elde edilen enerjinin kullanılması tüm dünyada giderek yaygınlaşmaktadır. Fakat yenilenebilir enerji kaynaklarının mevsim koşullarından etkilenmesi nedeniyle, bu alandaki teknoloji ile dünya enerji arzını karşılayamamaktadır. Küresel ısınmanın en önemli nedenlerinden bir tanesi olan fosil enerji yakıtlarına alternatif ikinci en önemi enerji kaynağı nükleer enerjidir. 1950’li yıllardan bu yana nükleer enerji kullanmaktadır. Dünyanın enerji ihtiyacının yaklaşık olarak %10’unu karşılayan nükleer enerji 30 ülkede kullanılmaktadır. İklim değişikliği ile mücadelede nükleer enerjinin fosil yakıtlara alternatif etkin bir araç olabileceği görüşü savunulmaktadır Nükleer enerji savunucuları nükleer enerjinin doğrudan sera gazlarının salınımına neden olmaması nedeniyle iklim değişikliği mücadelede etkili bir araç olabileceği kabul etmektedir Nükleer enerji fosil yakıtlardan farklı olarak enerji üretimi sürecinde karbondioksit salınımına neden olmamaktadır Bu nedenle sera gazlarının salınımının azaltılmasında kullanılabilecek enerji kaynaklarından bir tanesinin nükleer enerji olabileceği savunulmaktadır Nükleer enerji karşıtları ise uranyum madenciliği, uranyum öğütme, uranyum zenginleştirmesi, reaktör yapımı, nükleer atıkların depolanması, reaktör hizmetten çıkarma, yakıt üretimi, yakıt yeniden işleme gibi nükleer enerjinin üretimi için gerekli olan süreçlerde sera gazlarının salınımının gerçekleştiğini dile getirmektedir. Ayrıca, nükleer enerji santrallerinin olası kaza durumunda neden olacağı radyoaktif kirlenme ve enerji üretimi sonucunda ortaya çıkan radyoaktif atıkların çevre ve toplum sağlığı üzerindeki riskleri nedeniyle çevre dostu ve sürdürülebilir enerji kaynağı olmadığı görüşü da atılmaktadır. Bu çalışmanın temel amacı nükleer enerji kullanımının iklim değişikliği international global climate chance congress 2 ile mücadele avantajlarını ve dezavantajlarını incelemektir. Bu çalışmada üç temel sonuca ulaşılmıştır Bunlar sırasıyla şu şekildedir: (1) nükleer enerji sera gazlarının salınımına neden olmaktadır, (2) fosil yakıtlara oranla nükleer enerjinin neden olduğu sera gazlarının salınımı iklim değişikliğinin etkilerini azaltacak boyuttadır, (3) küresel ısınmanın etkilerinin azaltılmasında fosil yakıtlara kısayla avantajlara sahip olan nükleer enerji kaza riski ve nükleer atık nedeniyle başka çevre sorunlarını tetikleyebilir.